Kolajen Nedir? Yapısal bir protein olan kolajen; tendon, kemik, ligamentler ve vücudumuzdaki deri başta olmak üzere pek çok organda bulunmaktadır. İnsan vücudunda bulunan tüm proteinlerin üçte birini oluşturan kolajenler, proteinler bakımından en fazla orana sahiptir. Dokuların bir arada tutulmasını sağlayan bağ dokunun önemli bir parçasıdır. Kolajen; vücut yapısını ve sağlığını koruyan, farklı dokular üzerinde farklı görevlere sahip olan temel bir maddedir.

Kolajen Nedir?

Kolajen Ne İşe Yarar?

Kolajen, temelde vücutta bağlayıcı bir tutkal görevi görür. Vücudun temel yapı taşlarından biri olan kolajen kelimesi, Yunanca’da “kolla” kelimesinden gelmektedir. Tutkal anlamına gelen bu kelime gibi kolajenler dokuların bir arada tutulması için tutkal görevi görür. Vücuttaki işlevleri; cildin dayanıklılık, sıkılık ve esneklik kazanmasını sağlamak, bağ dokuyu güçlendirmektir. Yalnızca ciltte değil; tırnak, diş, göz, saç, kemik, eklem ve tendonlar da dahil olmak üzere kolajen vücudumuzdaki tüm organlarda ve dokularda bulunur. 

Yapısal bütünlüğün korunmasını sağlayan kolajen, bağ doku ve fibroblastların en temel hücresidir. Ciltteki en önemli görevi cildin esneklik ve parlaklık kazanmasını sağlayan fibroblast, kolajen üretiminde önemli bir role sahiptir. Yaş ilerledikçe vücuttaki kolajen üretimi azalmaktadır. Örneği 40 yaşındaki bir bireyin vücudunda bulunan kolajen oranı, 30 yaşındaki bireye göre %10-20 daha düşüktür. Yaş ilerledikçe azalan kolajen miktarı somut olarak; kırılgan tırnaklar, güneş lekeleri, saç kalitesinin bozulması, cildin incelmesi, sarkması gibi durumlarla ortaya çıkar. Kolajen kişinin; genç, canlı ve sağlıklı görünmesine yardımcı olur.

Kolajen Sentezi Nedir?

Proteinlerin emilmesi, gıdalar diyetle vücuda alındığında bağırsak sindiriminde aminoasitlere yıkılması ile gerçekleşir. Glisin, hidroksiprolin ve prolin aminoasitleri kolajen ile sentezlenerek vücutta kullanılır. Prokolajen olarak adlandırılan kolajenin öncüsünün sentezlenme işlemi gerçekleşir. Prokolajenin kolajen formuna dönüştürülmesi işlemi ise çinko-magnezyum ve C vitamini gibi maddelerin kofaktör olduğu işlemden geçirilmesi ile sağlanır. Bağ dokuda etken bir madde olan fibroblastlar tarafından sentezlenmesi gerçekleşir. Dokularda bulunan kolajen fibrilleri diğer dokularla bir ağ oluşturarak birbirlerine tutunmasını sağlar. Kolajenin sentezi vücuttaki tüm dokular için oldukça önemlidir.

Kolajen Çeşitleri

Vücudumuzda bugüne kadar tanımlanmış olan farklı tipte yaklaşık 30 kolajen bulunmaktadır. Temel olarak görevleri bağ dokusunun yapısının güçlenmesini sağlamak olsa da her bir tipin birbirinden farklı görevleri bulunmaktadır. 1, 2, 3, 5 ve 10 vücudumuzdaki kolajen oranının büyük bir bölümüne sahiptir.

  • Tip 1: vücudumuzdaki kolajenin %90’ını oluşturur. İplikçik yapısında bulunan bu tip sıkıca demetlenmiş şekildedir. Diş, deri, kemik, tendonlar, kıkırdaklar ve bağ dokuda bulunur. Cildin gergin ve elastik bir yapıda olmasını sağlar.
  • Tip 2: Genellikle eklemlerdeki kıkırdak yapısında bulunur, daha gevşek bir yapıya sahiptir.
  • Tip 3: Kaslarda, kan damarlarının duvarlarında ve organların temelini oluşturur. 
  • Tip 4: Genellikle cildin katmanlarında bulunmaktadır.

Vücudumuzdaki kolajen üretimi yaşlanmaya bağlı olarak zamanla azalmaktadır. Bu kayıp cildin elastikiyetini kaybetmesi ve kırışıklıkların oluşması olarak ortaya çıkar. Eklemlerde sorunlar ortaya çıkabilir, kıkırdak dokuları güç kaybederek zayıflar.

Kolajen Eksikliği Nedir?

Vücutta doğal olarak üretilen kolajenin normal bir bireydeki düzeyinden daha az bulunması kolajen eksikliği olarak adlandırılır. 20’li yaşlardan sonra ortalama olarak her yıl %1-1.5 oranında üretim azalır. Serbest radikallerin de artmasına bağlı olarak vücuttaki kolajen daha hızlı yakılır. Hava kirliliği, sigara tüketimi, hava kirliliği, güneş ışınlarına maruz kalma ve stres gibi faktörler serbest radikallerin artmasına zemin oluşturur. Bu da kolajenin yakılarak azalmasına neden olur. Vücutta kolajen azaldıkça ciltte kırışıklıklar oluşur, esneklik azalır ve gevşek bir doku meydana gelir. Eklemlere etkisi ise ağrı hissi, fiziksel hareketlerin kısıtlanması ve kaslarda gevşeme görülür.

Kolajen Eksikliği Nasıl Anlaşılır?

Kolajen; vücutta en fazla saç, tırnak ve ciltte bulunması sebebi ile eksikliği somut olarak gözlemlenebilir. Kolajen eksikliği şu şekillerde görülebilir: 

  • Kolajenin vücutta eksilmesi en çok cildimize etki eder. Gözle görülebilen bu değişimde; cilt sarkar ve sıkılığını kaybeder, kırışıklıkları belirginleşir ve soluk bir görüntü oluşur. Cildin görüntüsünü olumsuz yönde etkileyen kolajen eksikliği, bağ dokusu, eklem ve kıkırdaklara da yansır. 
  • Cilt kurur, renk tonunda eşitsizlikler oluşur, sarkmalar meydana gelir ve nem dengesi bozulur.
  • Cilt rengi soluklaşır, yüz ve göz çevresinde çöküklük, çukurlaşma meydana gelir. Kaz ayakları çizgileri belirgin bir hal alır.
  • Vücudun herhangi bir yerinde ciltte kesik ve yanık gibi durumlarda iyileşme süresi uzar.
  • Diş etlerinde kanamalar, bacaklarda selülit ve vücutta sebepsiz oluşan morluklar kolajen eksikliğinin belirtileridir.
  • Tırnak ve saçlarda protein olarak sağlık dengesini koruyan kolajenin eksilmesi durumunda saçların uzama hızı yavaşlar, kırıklıklar, dökülmeler ve saç telinde incelmeler meydana gelir. Tırnaklarda ise; mantar hastalığına yakalanma riski artar, kırılmaya ve soyulmaya yatkınlık oluşur.
  • Kolajen eksikliğinin kıkırdaklar, bağ dokuları ve eklemler üzerinde oluşturduğu olumsuz durum kişinin yaşam kalitesini düşürür.
  • Kasların azalmasına neden olan eksiklik, spor yaralanmalarına bağlı olarak oluşan sağlık problemlerinde iyileşme sürecinin uzamasına neden olur.
  • Kemiklerin güç kaybetmesine neden olduğu için fiziksel hareketleri kısıtlar. Kıkırdak dokularda yıpranmalar meydana gelir.

Kolajen Kaybına Yol Açan Faktörler

Yaşlılık başta olmak üzere kolajen kaybına yol açan pek çok faktör bulunmaktadır. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:

  • Strese bağlı olarak vücudun kortizon salgılamasının artması
  • Protein alımında dengesiz ve yetersiz beslenme
  • Yeterli uyku uyumama, uykudaki düzensizlik
  • Vücuttaki kronik iltihaplanmalara sebep olan serbest radikallerin üretimindeki artış
  • Güneş ışığına uzun süre boyunla maruz kalmak
  • Yoğun olarak kozmetik malzemeler, kimyasal içerikli ürünler kullanmak, çevre kirliliği gibi toksinlere vücudun maruz kalması
  • Çok fazla rafine edilmiş karbonhidrat ve şeker kullanılması
  • Alkol ve sigara kullanılması
  • Vitamin ve minerallerin emilmesine engel olabilecek tedavi süreçleri
  • Menopoz

Kolajen Nedir? Nelerde Bulunur?

Kolajenin vücut için yeterli düzeyde sentezlenebilmesi ve kaliteli olması oldukça önemlidir. Kolajen vücutta en fazla bulunan protein türü olması sebebi ile yeterli düzeyde vücutta bulunmasına dikkat edilmelidir. 

  • Diyet programının protein ve sebze meyve ile dengeli bir şekilde oluşturulması kolajen sentezinin iyi olması için önemlidir. Protein kaynakları; kuruyemişler, yumurta, süt, beyaz et, kırmızı et, süt ve süt ürünleridir.
  • Sebze ve meyvenin dengeli olarak tüketilmesi ve taze ürünler olması antioksidan seviyelerinin artmasını sağlar. Serbest radikallerle savaşarak kolajenin azalmasını engeller. Kolajen seviyeleri korunmuş olur.
  • C vitamini kolajen seviyelerini artıran bir maddedir. Domates, yeşil yapraklı sebzeler, çilek, biber ve turunçgillerde bol miktarda bulunmaktadır. 
  • Etkisi son yıllarda fark edilen kemik iliği duyu sıklıkla önerilmektedir. Proteinlerin aminoasitlerle etkileşim kurması ile vücut ihtiyacını sağlar.
  • Kabuklu yemişler, fasulye ve tam tahıllı yiyecekler içeriğinde bulunan bakır ve çinko ile üretimi destekleyen önemli maddelerdir.

Kolajen Takviyesi

Tablet, sıvı, toz ve çiğneme tabletleri olmak üzere kolajen takviyeleri farklı formlarda bulunmaktadır. Kemik iliği ve tavuk derisi başta olmak üzere bazı gıdalar bol miktarda kolajen içermektedir. Yiyeceklerin tüketilmesi ile vücutta kolajen aminoasitler tarafından parçalanarak emilimi sağlanır. Emilimin yüksek düzeyde olabilmesi için dipeptit ya da hidrolize şeklindeki formlarının kullanılması tavsiye edilmektedir. Yapılan araştırmalara göre hidrolize edilen kolajen vücut tarafından %85 oranında emilmektedir. Kolajenin içeriğindeki molekül ağırlıkları ve kullanılan kolajen miktarı da emilme oranını etkileyen faktörlerdir. Preparat seçilirken tavsiye edilen molekül ağırlığının 3000 dalton altında olmasıdır. Doz olarak da genellikle 2000 mg önerilse de 500-10000 miligram dozları bulunur.

Kolajen Takviyesi Nelere Fayda Eder?

Vücutta en fazla orana sahip olan bir protein olarak kolajenin, çok fazla çeşide sahip alt tipi bulunmaktadır. Vücuttaki kolajen oranını artırarak yaşam kalitesini yükseltmek isteyen bireyler kolajen takviyesi kullanmaktadır. Yüzdeki kırışıklıklar, kalp hastalıkları, kıkırdak, saç sağlığı gibi çok geniş bir alanda etki ederek olumsuz durumların ve hastalıkların oluşmasına engel olmaktadır. Geniş bir yelpazede etki eden kolajen son zamanlarda yaşlanma karşıtı etkisi ile yüz güzelliğinde de kullanılmaktadır. Yapılan tüm çalışmalar doğrultusunda kolajenin cilde ve vücuda faydaları şu şekildedir:

Cilde Faydaları

  • Cildin Canlanması: Ciltte yüksek oranda bulunan kolajen yaşlanmaya bağlı olarak zamanla azalır. Bu azalma; cildin esnekliğini kaybetmesine sebep olur. Olası hasarlara karşı savunmasız hale gelir. Kırışıklıklar cildin elastikiyetini kaybetmesine bağlı ortaya çıkar ve ciltte yaşlı bir görüntü meydana gelir. Kolajen takviyesi cildin yeniden esneklik kazanmasını sağlar, nem oranında artış görülür. Gösterdiği yaşlanma karşıtı etki ile cilt genç ve canlı bir görünüme kavuşur.
  • Selülitlerin Giderilmesi: Selülit oluşumu yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan sonuçlardan biridir. Cilt dokusunda iyileşme, bağ dokularda sıkılaşma sağlar. Kadınların kalça ve bacaklarında estetik açıdan kötü bir görüntü oluşturan selülitlerin hafiflemesin sağlar.
  • Saç ve Tırnak Sağlığı: Saç ve tırnak sağlığı için önemli bir madde olan kolajen, saçların uzamasında, tırnakların güçlenmesinde rol oynamaktadır. Saç köklerinde kolajen azalması ve oluşan çeşitli problemler doğrultusunda artan serbest radikaller, saç köklerinin zarar görmesine neden olur. Serbest radikallerin somut olarak görünür etkisi saçların beyazlamasıdır. Saçlarda antioksidan etki gösteren kolajen serbest radikallerin ortadan kaldırılmasını sağlar ve saçlarda beyazlamayı azaltır. Saç derisinin kolajen kaybına bağlı olarak zayıflaması kıl köklerinin azalmasına yani saçların dökülmesine ve güçsüzleşmesine sebep olur. Kolajen takviyesi bu durumun engellenmesini sağlar.

Vücuda Faydaları

  • Kas Yapısının Artması: Kolajen kasların oluşmasında görev alan moleküllerden biridir. Kolajen takviyesi ile kas kütlesinde artış görülebilir. Takviye alan ve düzenli olarak egzersiz yapan bireylerde kas kütleleri normale göre daha fazla artar. Kas kütlesini artırırken yağsız bir şekilde artmasını sağladığı için sağlıklıdır. Suda eriyen formda kullanılan kolajenin içeriğinde çeşitli mineraller ve vitaminler bulunur. Hidrolize edilen toz kolajen vücut tarafından kolaylıkla emilir. Taşınması bakımından kolaylık sağlar.
  • Kasların Güçlenmesi: Kasların güçlenmesini ve artrit ağrılarının azalmasını sağlar. Metabolizmanın hızını artırdığı için kilo vermeyi kolay hale getirir. Sindirim sisteminde bağırsakların bağ dokusunu korumaya yardımcı olur ve güçlü hale getirir. Bağırsak duvarının bütünlüğünün korunmasını sağladığı için geçirgen bağırsak sendromunu tedavi eder.
  • Kıkırdak Üretimi: Kemiklerin eklem kısımlarının ucunda yer alan kıkırdakların üretimine devam edebilmesi için kolajene ihtiyaç duymaktadır. Kıkırdaklar kemiklerin aşınmasına engel olan bir yapıdadır. Kıkırdak dokusunun zayıflaması, yaşlanmaya bağlı olarak kolajen üretiminin azalmasından kaynaklanır. Bu azalış kemiklerin zarar görmesine ve fiziksel hareketlerinin kısıtlanmasına yol açar. Bu durum eklemlerde ağrının oluşmasına sebep olur. Vücuda alınan kolajen takviyeleri ağrıların ve eklem katılığının azalmasını sağlar. Eklem hastalığı olarak bilinen osteoartritin tedavisinde kullanılan kolajen takviyesi iyileştirici etki gösterir.
  • Kalp Sağlığı: Yapılan bazı çalışmalara göre kolajen takviyesinin kalp sağlığına olumlu etkileri bulunmaktadır. Damar tıkanıklığı, damar sertleşmesi, koroner arter hastalığı, kalp krizi ve yüksek kolesterol gibi durumlarda takviyeler düzenli kullanıldığında etkileyici bir rol oynar.
  • Göz Sağlığı: Takviye kullanımının kornea ve göz sağlığına faydaları bulunmaktadır. Kişinin korneadan kaynaklanan göz sorunlarına yakalanma riskini azaltır.

Kullanılması Gereken Kolajen Miktarı Nedir?

Kullanılan günlük kolajen dozu oldukça önemlidir. Doğal kemik tozları olarak bilinen kolajen takviyesinde 7,5-10 gram, hidrolize olmuş peptit kolajenlerde 2,5-5 gram doz alınmalıdır. Tüketilen kolajen takviyelerinin vücut tarafından daha fazla emiliminin sağlanması için molekül ağırlığı 3000 dalton civarında olmalıdır. Molekül ağırlığı arttıkça kolajenlerin vücut tarafından emilimi ve yarar sağlaması güçleşmektedir. Bu sebeple yüksek tozdaki toz ve tablet kolajenler önerilmemektedir. 

Kolajenin tüketim süresi, kişinin ihtiyacına göre şekillendiği için her bireyde farklı sürede kullanılmaktadır. Yapılan klinik çalışmalardan elde edilen sonuçlara göre kolajenin etkisini göstermesi için en az 3 ay süre boyunca kullanılması gerekmektedir. Takviye kullanımı 30’lu yaşlardan sonra önerilmektedir. Yaş aralıklarına göre 30-50 yaşlarda yılda 3’er ay 2 defa, 60 ya üzerinde ise 3’er aylık kürler uygulanarak yılda 3 defa uygulanmalıdır.

Kolajen Takviyesinin Yan Etkisi Var Mıdır?

Kolajen, vücutta doğal olarak bulunan takviyeleri de sıklıkla kullanılmaktadır. Bu kullanımlar sonucunda ciddi komplikasyona yol açabilecek yan etkileri bulunmamaktadır. Takviyelerin olası yan etkileri şu şekildedir:

  • Sindirim sisteminde hafif derecede sorunlara yol açabilir. 
  • Ağızda kötü bir tat oluşmasına yol açabilir.
  • Kolajen takviyelerinin içeriğinde farklı mineraller ve vitaminler bulunmaktadır. Takviyeleri almadan önce içeriğini dikkatli bir şekilde incelemeli, alerjik bir durum yaşamanıza sebep olabilecek takviyelerden kaçınmalısınız.
  • Çocuklar, hamilelik ve emzirme sürecindeki kadınlar kullanmadan önce doktora danışmalıdır.
  • Protein bakımından yüksek dozdaki içeriğe sahip olan ürünler böbrek taşı oluşmasına yol açabilir.

Kolajen Kimler İçin Sakıncalı Olabilir?

Kolajenin vücuttaki etki düzeyini artırılması için sentezde kullanılan; çinko, bakır, C vitamini gibi elementler ile birlikte kullanılması önerilir. Son yıllarda yeni yeni kullanılmaya başlayan takviye formları için dozların uygun aralıkları ve vücuda etkileri ile ilgili detaylı araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Takviyelerin içeriğinde bulunan maddelere alerjisi olmayan 20’li yaşlardaki herkes kullanabilir. Hamile kadınların ve emzirme dönemindeki annelerin kullanılması önerilmemektedir.

Sık Sorulan Sorular

Kolajen takviyeleri cildi sıkılaştırabilir mi?

Kolajen takviyeleri, cilt elastikiyetini artırmaya ve nem kaybını artırmaya yardımcı olabilir. Ancak, kolajenin cildi gerçekten sıkılaştırdığına dair kesin bir kanıt yoktur. Ayrıca, dokuların yaşlanmasına neden olan etkenlerden bazı, doku geçişinin gidişatı birçok farklı kaplamaya sahiptir.

Kolajen takviyelerinin yan etkileri var mı?

Kolajen takviyeleri genellikle güvenli kabul edilir. Ancak, bazı insanlar hafif yan etkiler yaşarlar. Bu yan etkiler arasında hazımsızlık, şişkinlik ve mide rahatsızlıkları yer alabilir.

Hangi besinleri kolajen içerir?

Kolajen, genellikle hayvansal kaynaklarda bulunur. Tavuk, hindi, sığır eti, balık ve domuz eti gibi etler, kemik suyu ve deri kolajen açısından zengin kaynaklardır. Bununla birlikte, bitkisel gıdaların kolajen içeriği yetersiz. Ancak, bazı bitki besinleri, kolajen üretiminde kullanılan diğer besinleri içerir.

Hangi yaşta kolajen takviyelerine başlamalıyım?

Kolajen takviyeleri, cildin yaşlanma sürecine yardımcı olabileceği için 25 yaş ve üzerindeki kişiler için önerilebilir. Ancak, kolajen takviyelerinin genç yaşta da kullanılması zararlı değildir.