Ter kokusu hoş olmayan, insanın kendine ve çevresine rahatsızlık veren bir durumdur. Terleme; fizyolojik bir olaydır. Vücudun su, tuz ve ısı dengesini sağlamaktadır. Popüler inancın aksine vücuttan sızan ter kokuya sebep olmaz, kokusuz bir sıvıdır. Ter kokusuna sebep olan cilt yüzeyindeki bakterilerin, vücut sızısı yani ter ile etkileşim kurması sonucu oluşur.
Ter kokusu kişinin sosyal hayatının olumsuz yönde etkilenmesine ve psikolojik sorunlara yol açmasına sebep olabilir. Genelde erkeklerde kadınlara oranla daha sık yaşanan bir problemdir. Koltuk altında bulunan ter bezlerinin salgıladığı koku vücut bakterileri ile birleşince oldukça rahatsız edici bir koku oluşabilir. Kullanılan parfüm ve deodorantlar da bu kokuyu bastırmada yeterli olmayabilir.
Ter Neden Kokar?
Ter, vücuttan sızan bir sıvıdır. Bu sıvı yukarıda belirtildiği gibi kokusuzdur. Vücutta ter kokan bölgelerde yaşayan bakteriler kötü kokuya sebep olur. Koktuk altının nemli bir yapıya sahip olması bakterilerin gelişmesine ortam hazırları. Vücudun nemli bölgelerinde gelişen bakteriler, terde bulunan proteinleri asitlere ayırır. Bakterilerin geliştirdiği diğer maddeler de ter kokusunun olmasına neden olur.
Vücut Kokusuna Sebep Olan Ter Bezleri Nelerdir?
Ter kokusu yalnızca bakterilerle ilgili değildir. Vücuttaki ter bezlerinin çalışması, ürettikleri ter de koku oluşmasına yol açar. Vücutta apokrin ve ekrin gibi farklı çeşitlerde ter bezleri bulunur. Ekrin bezleri;
- Tüm ciltte bulunur. Cildin dermis adı verilen alt tabakasında yer alır.
- Bu sarmal bezler oluşturdukları kanallar terin cilt yüzeyine sızmasını sağlarlar.
- Atılan terin buharlaşması vücut ısısının dengelenmesine yardımcı olur.
- Bu bezlerin ürettiği ter sıvısında tuz oranı yüksektir. Tuzun yüksek olması bakterilerin parçalanmasını güç hale getirdiği için koku oluşumu azdır.
Apokrin bezleri ise;
- Vücutta kasık ve koltuk altı gibi belirli bölgelerde bulunur.
- Ekrin bezlerine benzer olarak serinlemeye ve vücut ısısını dengelemeye yardımcı olurlar.
- Ter sıvısının vücuttan atılması kanal yerine kıl folikülüne boşalarak sağlanır.
- Apokrin bezlerinden salınan ter yalnızca vücut ısısının yükseldiği durumlarda değil, stres gibi durumlarda da ter salgılar.
- Bakteriler tarafından parçalanmasına sebep olan protein oranı yüksektir. Vücutta ter kokusunun oluşmasından sorumludur.
Vücut kokusu genelde koltuk altı ve kasık bölgesinde oluşur. Kokuya sebep olan apokrin bezleridir. Alnımızda ya da bacaklarımızda terleme olduğunda koku oluşmamasının sebebini açıklar. Küçük çocukların ter kokmamasının sebebi ise apokrin bezlerinin ergenlik çağına kadar çalışmamasıdır. Ergenlik çağı ile birlikte aktif hale gelmektedir.
Ter Kokusuna Sebep Olan Etkenler Nelerdir?
Ter sıvısı ile etkileşim kuran bakteriler ve apokrin bezlerinin yanında vücudunuzun ter kokmasına sebep olabilecek bazı etkenler bulunmaktadır. Bunlar şu şekildedir:
Aşırı kilo: Vücutta kıvrımların oluştuğu yerlerde bakteriler daha fazla gelişebilir ve ter tutabilir. Bu da vücut kokusunun oluşmasında bir zemin oluşmasını sağlar.
Yetersiz ve dengesiz beslenme: Yediğimiz besinler vücutta üretilen ter düzeyinde önemli rol oynar. Yediğimiz her yiyecek vücutta yanarak besin sağlar. Vücudun içten yanmasına sebep olacak bazı gıdalar daha fazla terlemenize yol açar.
Örnek olarak;
- İşlenmiş yiyecekler gösterilebilir. İçeriğinde bulunan yüksek orandaki sodyum, vücudun ter üretimini artırabilir.
- Alkollü içecekler ve fazla tüketilen kafein diyetinizin düzensizleşmesine sebep olur.
- Besin değeri düşük olan yiyecekler tükettiğimizde vücut ihtiyacı olan besinleri karşılamadığı için kendini yemeye başlar. Bu durumlarda ter üretimi artmaktadır.
Baharatlı yiyecekler tüketmek: Kokusu keskin olan ve baharat oranı yüksek olan yiyeceklerin kokusu cildinize nüfuz edebilir. Bu da terinizin kötü kokmasına yol açar.
Diyabet: Vücudun ihtiyacı olan insülini üretmemesi ya da ürettiği insülinin etkin bir şekilde kullanılmaması sonucunda yaşanan bir sağlık problemidir. Vücudun ihtiyacı olan insülinin karşılanmaması durumunda vücut tarafından ketonlar parçalanır ve yağ oranında azalma olur. Bu da sizin ve çevrenizin rahatsız olacağı bir vücut ve nefes kokusuna sahip olmanıza neden olur.
Stres: Normalde bir insanın terlemesi fiziksel aktivitede bulunması ya da sıcak bir ortamda bulunmasıyla ilgilidir. Fakat bunun haricinde kişinin yüksek düzeyde stres yaşaması, zihinde baskı oluşmasına sebep olur. Zihin tepki olarak ter salgılamasına sebep olabilir. Stresli durumlarda apokrin bezleri aktif hale gelir ve içeriğinde yağ bulunan ter salgılar. Sıvının bakteriler ile kurduğu etkileşim çevreye kötü bir koku yayılmasına yol açar.
Tıbbi durumlar: Tiroit bezlerinin hızlı çalışması, diyabet, karaciğer ve böbrek hastalıkları nadir olarak da genetik durumlarda vücudun kokusu değişim gösterebilir. Bazı sağlık problemlerinde vücut farklı bir koku yayabilir.
Örnek olarak; İdrar ya da ağartıcıya benzer bir kokunun salgılanması, karaciğer ya da böbrek rahatsızlıklarını işaret edebilir. Vücudunuzun normal ter kokunuzdan farklı bir koku salgıladığını düşünüyorsanız bir hekime başvurmalısınız.
Bramhidroz: Ergenlik çağından sonraki dönemlerde görülen kronik bir durumdur. Bu durumda güçlü bir kötü koku salgılanır, kişinin kendisinin ve çevresinin rahatsız olmasına neden olur.
Enfeksiyonlar: İnsanlar genelde ter kokuları kötüleştiğinde hijyen ya da aşırı terden kaynaklandığını düşünür. Bu durumlarda göz önünde bulundurulması gereken faktörlerden biri enfeksiyonlardır. Kötü koku vücuttaki bir enfeksiyonun habercisi olabilir. Ciltte oluşan mantarlar ya da bakteriler de çürümüş kokunun oluşmasına neden olabilir.
Vücudun ter salgılamasından sorumlu olan apokrin ve ekrin bezleri bazı durumlarda yağlı sıvı üretebilir. Salgılanan yağlı ter, amonyak ve kısa zincirli yağ asitlerinin gelişmesine neden olur. Bunlar vücudun kötü kokmasına yol açar.
Ter Kokusunu Azaltmaya Yönelik İpuçları
Vücudumuz tarafından yayılan kokuları terin kokusuna da bağlı olacak sosyal yaşantımız için bir problem haline gelebilir. Genellikle bu durum ciddi bir rahatsızlıkla ilgili değildir. Ter kokusunu azaltmak için şu önerileri uygulayabilirsiniz:
- Günlük duş alın
Günde en az bir kere duş almanız hijyenik açıdan ter kokuların yayılmasını önler. Ter kokusu oluşmasına yatkın bir vücudunuz varsa mutlaka sabun ya da duş jeli ile cildinizi temizleyin. Koltuk altları, kasık ve vücudunuzdaki kıvrımlarda sabun ya da duş jelini bir bez yardımı ile uygulamanız daha etkili olur. Sıcak ve aşırı nemli bir iklimde yaşıyorsanız günde iki kere duş alınabilir.
- Etkili koltuk altı ürünleri seçin
Koltuk altında kullanılan deodorantlar bakterileri oluşmasına engel olur. Ter sıvısının bakteriler ile oluşturduğu koku, deodorant tarafından maskelenir. Ter önleyici yapıya sahip olan deodorantlar aynı zamanda ter bezlerinin çalışmasını engeller. Kullandığınız ürünün vücut kokusunu bastırmaması durumunda içeriğindeki bileşenlerin daha güçlü olduğu bir ürün kullanabilirsiniz. Kazak ya süveter tercih ettiğiniz günlerde deodorant ya da terlemeyi engelleyen bir ürün kullanmanız tavsiye edilmektedir. Kullandığınız ürünler etkili olmuyorsa bir doktora başvurabilirsiniz.
- Kıyafetlerde hava alan kumaşları tercih edin
Polyester, suni ipek ya da naylon gibi kumaşlar yerine pamuk gibi kumaşlar kullanmalısınız. Doğal kumaşlar hava alır ve vücuttaki terin buharlaşmasını sağlar. Cildinizde ter turan kumaşlar kullanmaktan kaçının. Bu tip kumaşlar ter kokusunun gelişmesi için uygun ortam oluşturur. Egzersiz ve spor aktivitelerinizde nem emen kumaşlar kullanmalısınız.
- Antibakteriyel sabun ve duş jeli kullanın
Düzenli olarak duş almanızın etki etmediği durumlarda normal kullandığınız sabun ve duş jelleri de kokuyu önlemiyorsa içeriğinde benzoil peroksit bulunan antibakteriyel sabun ve temizleyici kullanabilirsiniz. Bu içeriğe sahip olan ürünler zamanla cildinizdeki bakterileri azaltabilir.
- Keskin ve baharatlı gıdaların tüketimini en aza indirin
Sarımsak, soğan, Brüksel lahanası, köri, brokoli ve baharatlı biber gibi güçlü kokulara sahip yiyeceklerin tüketimini azaltın. Bu yiyecekler terinizin keskin bir koku yaymasına yol açabilir. Alkol kullanımının da ter kokusu üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmaktadır.
- Alüminyum klorür içeren ürün kullanın
Ter oluşumunu engelleyen ürünlerin içeriğinde bulunan ana maddedir. Ter kokusunu engellemek için yaptığınız uygulamaların etki etmemesi durumunda doktorunuza danışabilir, eczacınızdan talep edebilirsiniz.
- Düzenli olarak tıraş olun
Koku yayılmasına sebep olan apokrin bezlerinin bulunduğu bölgeler kıl köklerinin olduğu vücudun tüylü bölgeleridir. Bunlar ağırlıklı olarak kasık ve koltuk altı bölgelerinde görülür. Kıllar deriye tutunduğu için ter kıllarda tutunur ve bakterilerin yayılmasına uygun ortam oluşur. Kılların düzenli olarak temizlenmesi ter kokusunun kontrol edilmesini sağlar.
- Terleme için botoks uygulaması tercih edebilirsiniz
Bu yöntemde bilinen en zehirli biyolojik madde olan Clostridium botulinum toksini kullanılmaktadır. Günümüzde modern tıbbın gelişmesiyle tıpta birçok alanda kontrollü olarak çok küçük ölçüdeki dozlarla uygulanmaktadır. Koltuk altında aşırı ter oluşan bireylerde kullanılan yeni bir tedavi yöntemidir.
Hastanın koltuk altlarına ortalama 12 enjeksiyonda botulinum toksin uygulanır. Yaklaşık olarak 45 dakika süren bir işlemdir. Uygulanan toksin ter bezlerine beyin tarafından gelen sinyallerin bloke edilmesini sağlayarak terlemeyi azaltır. Uygulanan bir tedavi 2-8 ay boyunca etkili olabilir.
- Cerrahi müdahale tercih edebilirsiniz
Kişinin kendine uyguladığı bakımların ve tıbbi önlemlerin etkili olmadığı şiddetli kokularda tedavi olarak cerrahi prosedür uygulanabilir. Endoskopik torasik sempatektomi (ETS) adı verilen cerrahi işlemle koltuk altında terlemeyi kontrol eden sinir sisteminin etkisiz hale gelmesi sağlanır. Bu uygulama terleme şikayetinin çok ciddi olduğu, diğer tüm uygulamaların etki etmediği durumlarda son çare olarak tercih edilebilir. Yapılan işlem koltuk altındaki arterler ve sinirlerin zarar görmesine sebep olabilir. Vücudun diğer bölgelerindeki terlemenin artmasına yol açabilir.
Ter Kokusu İçin Tıbbi Tedaviler
Vücuttaki kötü kokunun azaltılması için tüm uygulamaların yapılması fakat bir iyileşme görülmemesi durumunda bir doktora başvurmalısınız. Teşhis edilmesi gereken mantar gibi bir sağlık problemi olabilir ya da doktorunuz size daha güçlü bir tedavi uygulayabilir.
- Tedavi için yapılacak olan ilk adım marketlerden alabileceğiniz deodorant ya da ter önleyiciler yerine reçeteli ürünlerin uygulanmasıdır.
- Oral yolla antibiyotik ya da topikal kremler uygulanarak ciltteki bakterilerin azaltılması sağlanabilir.
- Uygulanan tedaviler ile ter bezlerinin ter üretme potansiyelinin azaltılmasını sağlanabilir. Kalıcı bir tedavi yöntemi değildir. Belirli periyotlarla tekrarlanması gerekmektedir.
- Lazer epilasyon uygulaması ile kıl köklerinin azaltılması ve kaybolması sağlanabilir fakat bu ter kokusu için etkili olmayabilir.
- En son başvurulacak yöntem cerrahi prosedürdür. Ter bezleri çıkartılır.
Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?
Bir kişinin terleme düzeyi için bazı tıbbi durumlar etkili olabilir. Bu durumların teşhis edilebilmesi için doktora başvurmak önemlidir. Örnek olarak; tiroit bezlerinin çok aktif olduğu durumlarda ya da menopoz dönemindeki kadınlarda terleme daha fazla görülebilir. Diyabet, böbrek ve karaciğer hastalarında ise kişi farklı bir şekilde kokar ve ter sıvısının kıvamında değişiklik görülebilir. Şu durumların oluşması halinde bir doktora danışmalısınız:
- Geceleri görülen terlemeler
- Herhangi bir durumun etkisi olmadan normale göre daha fazla terleme
- Soğuk bir şekilde terleme
- Düzenli olarak görülen terlemelerin değişiklik göstermesi, rutinin bozulması
Vücudunuzun meyveli bir şekilde koku salgılaması kandaki keton oranının yüksek olmasıyla ilgilidir, diyabetle ilişkili olabilir. Ayrıca böbrek ve karaciğer hastalarının vücutlarında toksin birikmesi sebebiyle ağartıcı maddeye benzer bir koku yayılabilir. Bu gibi durumlarda ya da vücudunuzdan farklı ter kokusu gelmesi durumunda bir doktora başvurunuz.
Sık Sorulan Sorular
Ter, gövdeleri doğal bir şekilde sıcaklığı ısıtmak için su buharı halinde su tüketir. Vücutta oluşan bu ter, aslında sadece su değildir; ayrıca sodyum, potasyum, kalsiyum, mangal, demir ve diğer mineralleri içerir. Bakteriler, ter üretmenin saldığı sıvıya yapışır ve burada beslenir. Bakterilerin metabolizması sonucu ortaya çıkan atıklar, ter kısıtlamalarının nedenidir.
Terleme korumasının birkaç yolu vardır. En basit yöntem, düzenli bir şekilde duş almak ve temiz giysiler giymektir. Bunun yanı sıra, antiperspirant ve deodorant kullanımı da ter yollarını yardımcı olabilir. Ayrıca, doğru beslenme, yeterli su içme ve stres yönetimi gibi sağlıklı yaşam biçimini dikkate almaları gerekir.
Antiperspirant, ter yapılarının çalıştırma organları ter üretmeyi azaltır ve böylece ter yönlerini dışarda tutar. Deodorant ise terlemeyi önlemez ancak kokuyu içeren özel maddeler içerir.
Ter ruhu, genellikle sağlıklı yaşam tarzının benimsenmesiyle tedavi edilebilir. Bu alışkanlıklar, özellikle düzenli egzersiz yapmak, doğru beslenmek ve yeterli su içmek gibi içerir. Bunun yanında sıra, bazı bölümler, doktorlar daha güçlü bir terlemeyi önleyici veya ilaç tedavisi önerebilirler.
Vücut oluşan ter kokusu kalıtsal olabilir. Bazı insanlar, ter ürettiklerinin salgıladığı sıvıda bulunan kimyasalların diğerlerine göre daha yoğun olduğu için daha fazla ter kokusu üretirler.
Çocuklarda ter kokusu, genellikle ergenlik dönemine kadar beklenmedik bir şekilde ortaya çıkar.
Ancak bazı çocuklar daha erken yaşta terlemeye çalıştılar. Bu durumda, düzenli banyo yapmak, doğru beslenmek ve temiz kıyafetler giymek ter kullanımları yardımcı olabilir.